Kemoterapi kararını bu konuda deneyimli bir medikal onkolog verir. Hastalar ve yakınlarıyla bu tedavi yönteminin ayrıntıları paylaşılır ve karar bu şekilde alınır.
Bunun için kesin bir süre vermek olanaklı değil. ancak herhangi bir komplikasyon gelişmeyen hastalar ameliyatın tipine ve hastanın genel durumuna göre 5 ila 10 güne kadar hastanede yatarlar. Bu süre gelişebilecek komplikasyonlarla uzayabilir.
Bu bölgenin ameliyatlarında en deneyimli merkezlerde dahi ameliyat sırasında veya sonrasında belirli bir ölüm riski vardır. Bu risklerin neler olduğu hastaya ameliyat öncesi etraflı bir şekilde açıklanmakta ve aydınlatılmış onamlarda tüm açıklığıyla belirtilmektedir.
Buna kesin cevap vermek olanaklı değildir. Ancak genellikle bu bölgenin ameliyatlarında süre, ortalama genel cerrahi ameliyatlarından uzundur. Cerrahi işlemin sonucunu ve kalitesini belirleyen süre değil, ameliyatta yapılanlardır.
Hastalarda ameliyat öncesi tanıya yönelik bir çok işlem yapılır. Öte yandan bu majör ameliyatlara belirli bir tıbbi hazırlık da uygulanmaktadır. Bu hazırlıklar hastanın genel durumuna, kondisyonuna, ameliyatın büyüklüğüne göre değişir. Ayrıca hazırlık süresi de buna paralel olarak uzar ya da kısalır.
Kemoterapi kararını bu konuda deneyimli bir medikal onkolog verir. Hastalar ve yakınlarıyla bu tedavi yönteminin ayrıntıları paylaşılır ve karar bu şekilde alınır.
Her ameliyatın riski vardır. Pankreas ameliyatları genel cerrahinin riski en yüksek ameliyatlarındandır. Ameliyat sonrası kanamalar veya iyileşmeyen dokulardan kaçaklar olabileceği gibi hastanın cerrahiyle doğrudan ilgisi olmayan ciddi bazı tıbbi sorunları da ortaya çıkabilir.
Pankreas kanserinin en başarılı tedavi yöntemi cerrahidir. Hastaların cerrahi için uygun olup olmadığı tümörün yerine, tipine ve çevre organlarla ilişkisine göre değişir. Pankreas tümörlerinde çevre damar tutulumu olan hastaların bir bölümünde tümör ile birlikte damarın bir bölümü de çıkarılabilmektedir.
Karaciğer ameliyatları cerrahinin en büyük ameliyatlarıdır. Bu nedenle birçok cerrahi riskini de beraberinde içerir. Geriye kalan karaciğer dokusundan kanama veya safra sızıntısı olabilir. Karaciğerin bir bölümü çıkarıldıktan sonra geriye kalan karaciğer vücudun ihtiyaç duyduğu görevleri yerine getirmede yetersiz kalabilir. Bunların dışında büyük ameliyatlardan sonra görülebilen her türlü ciddi sorun da yaşanabilir
Tercih edilen tedavi cerrahidir. Bu hastalığın bulunduğu karaciğer bölümünün çıkarılmasını içeren bir ameliyattır. Karaciğerin kendi dokusuna ait kanserlerde karaciğer nakli de seçenekler arasındadır. Cerrahi uygulanamayan hastalarda tümörü yok edecek işlemler (radyofrekans, mikrodalga ile yakma), kemoterapi (ilaç tedavisi) ve nükleer tıp tedavileri (mikroküre tedavisi) uygulanmaktadır. Sonuçları karşılaştırıldığında cerrahi içlerinde en yüz güldürücü, bazı hastalarda da tam şifa sağlayıcı tedavi yöntemidir.
Bu sorunun cevabını verebilmek için karaciğerdeki tümörün nereden kaynaklandığını, başka bir organdan sıçrayıp sıçramadığını (metastaz), tümörün boyutunu, birden fazlaysa sayısını ve karaciğer dokusunun niteliğini bilmek gerekir. Ancak kısaca söylemek gerekirse karaciğer cerrahisindeki gelişmeler göz önüne alındığında günümüzde birçok hastada cerrahi uygulanabilmektedir. Bazen birden fazla seansta veya araya kemoterapi seansları sokularak, hastalar başlangıçta ameliyat edilemez gibi görünen tümörlerden kurtulabilmektedir. Hastanın ameliyat için uygun olup olmadığını deneyimli bir radyoloğun yorumu sonrası bu alanda deneyim sahibi bir cerrah vermelidir.
Randevu Talebi Oluşturun.
Randevu talebinizi iletin. Tarih ve saati organize etmek için sizi arayalım.


